Berna Özdermirkan - Kasım 2020
Çalışma hayatı hızla değişiyor. Kimi şeyler mecburen kimi şeyler isteyerek. Bir şey değişmiyor: Çalışanların sesini dinleme ihtiyacı. İnsan kaynakları stratejilerini ve politikalarını belirlemek için, yılda bir ya da 2 yılda bir yapılan geniş kapsamlı çalışan bağlılık araştırmaları hala ağırlığını koruyor. Onu, birlikte çalışma kültürünü iyileştirecek iç müşteri memnuniyeti araştırmaları izliyor. Yönetici değerlendirme, kurum kültürü araştırmaları da diğer ihtiyaçlar arasında yer alıyor. Bir de özel dönemlerde mutlaka yapılması gereken araştırmalar var tabi. Örneğin tüm dünya olarak içinde bulunduğumuz pandemi döneminde hepimiz tecrübesiziz. İşte bu durumlarda çalışma hayatını yeni kurallara göre tasarlamak ve geliştirmek son derece kritik hale geliyor. Bunu başarıyla yapmanın en iyi yolu ise tabi ki çalışanların sesini dinlemekten geçiyor.
Çalışanların iş yoğunluğu, bu dönemin olumlu ve olumsuz etkileri, şirket içinde alınan önlemlerin yeterliliği, bağlılık ve motivasyonların ne yönde etkilendiği, azalıyorsa azalma nedenleri, ilk yöneticilerin döneme özgü davranış ve tutumları, üst yönetimin açık ve şeffaf iletişimi vb. konuları takip etmek ve gerekli önlemleri almak bu dönemi başarıyla atlatmanızı sağlıyor. Araştırma yapmamak ise bir şeyleri var saymak ve ona göre hareket etmek anlamına geliyor. Bu da, gözleriniz bağlı, şehirde yürümeye benzer, şansınız varsa gideceğiniz yere yara almadan varabilirsiniz. Tabi, şirketlerin şansla yönetildiğini pek düşünmüyorum, düşünmek istemiyorum.
Bu noktada araştırmanın faydasını bunu en çok kullananlara soralım istedik. Turkon Holding oldukça köklü bir firma, Kenan Cavnar da yaklaşık 4 yıldır firmanın İnsan Kaynakları Direktörlüğü görevini yürütüyor. Göreve gelmesiyle birlikte grup şirketlerinde başta Turkon Konteyner olmak üzere İK sistemlerinin kurulmasında ekibiyle birlikte önemli çalışmalar yürütmekte. Nereden mi biliyorum? Çünkü ben de her yıl Çalışan Görüş Anketini gerçekleştiren ekibin başındaydım. Rakamlar da yalan söylemez, sistemler yapıldıkça, geliştikçe, iyileştikçe veriler de olumlu yönde çıkıyor. Kenan Cavnar aynı zamanda taze bir yazar, laf aramızda iken yeni çıkan ilk kitabı “İki Teker Bir Kariyer”i de mutlaka okuyun derim. Kendisi bu araştırmaya neden ihtiyaç duyduklarını ve araştırma sonuçlarından nasıl faydalanıldığını şöyle anlatıyor.
“Çalışan Bağlılığı Araştırmasını 4 yıldır uygulamaktayız. Her yıl Şubat ayında ve yılda bir kez olacak şekilde saha çalışmamızı gerçekleştiriyoruz. İşletmelerin temel yapısında olduğu gibi İnsan Kaynakları sistemlerinde de ölçmediğinizi yönetemezsiniz anlayışı ile hareket ediyoruz. Araştırma sonuçları, şirketimizde verimliliğin ve iş performansının arttırılmasına yönelik gelişim alanlarını belirleme konusunda önemli ipuçları veriyor. Şirkette yaptığımız uygulamaların etkinliğini görebilmemizi sağlıyor. Gelecekte hangi alanlarla ilgili aksiyon planları oluşturmamız konusunda yön gösteriyor.”
Pandemi döneminde özel araştırma gerçekleştirdiğimiz Evyap ise çalışanların sesini asıl böyle bir dönemde dinlemenin çok önemli olduğu fark ederek Türkiye, Mısır, Rusya, Ukrayna ve Malezya’da tüm ofis ve saha çalışanları için Covid-19 Çalışma Hayatına Etki Araştırmasını uyguladı. İnsan Kaynakları Müdürü Okan Canel pandemi döneminde araştırmaya neden ihtiyaç duyduğunu ve sonuçlarını nasıl kullandıklarını şöyle anlatıyor.
“Biz çalışanlarımızı dinleyen, çalışanlarına dokunan bir şirketiz. Pandemi döneminde dokunamamanın olası negatif etkilerini gidermek için birçok önlem aldık. Bu önlemler hem fiziki hem de iletişime yönelikti. İnsan Kaynakları ekibimizle pandemi sırası ve sonrası süreç/sistem tasarımımızı kurgularken çalışanlarımızı dinlemeden bu işe girişmemiz içimize sinmezdi. Hem yaptıklarımızı ölçmek, hem de daha neler yapabileceğimizi belirleyebilmek için anketlere başvurduk. Hayallerle beklentiler birbiriyle konuştuğunda istisnasız hep amaca ulaşıyoruz.
Anket sonuçları gösterdi ki çalışanlarımızın yaklaşık %60’ı ofisi 3 gün ve üzeri kullanmasının etkinliğini arttıracağını öngörüyor. Biz de yeni ofis düzenimizde ve çalışma şeklimizde bunu göz önüne aldık. Mevcut duruma yönelik olarak çalışanlarımızın endişe düzeylerini gördük. Bu kapsamda beden ve zihin sağlığımızın bütün olarak korunması için başlattığımız “Kendine İyi Bak” projesi kapsamındaki hizmetleri de 7/24 bir telefonla ulaşılabilir kıldık. Uzman psikologlarımız, ihtiyacı olan arkadaşlarımıza destek oluyor. Gelişime hiçbir dönemde ara vermememiz gerektiği görmüş olduk. Online öğrenme ve gelişim araçları, webinarlar, online zirveler, online yıllık toplantılarımız yeni döneme adapte edildi. Yeni dönem yeni yetkinlikler getiriyor. Yöneticilerin koçluk yaklaşımıyla ekiplerini yönlendirmelerinin bu dönemde daha da kritik olduğunu fark ettik. Tüm İK fonksiyonlarını online olarak erişilebilir hale getirmeye başladık. Üst yönetim, ekip liderleri ve ekiplerin görüşme sıklığını arttırdık. İşbirliği konusu anketlerimizde öne çıkmıştı. Bunu da çapraz fonksiyonların iletişimlerini (online) sıklaştırarak çözümlemeyi hedefledik.”
Görünen o ki araştırmalar, yapıldığı alanda iç görü sağlayarak, doğru kararları aldırmak konusunda önemli katkılar sağlıyor. Müşterilerimiz önemli bir paydaşımız ise de, bizi var eden ve başarılı kılan en önemli paydaşımız çalışanlarımızdır. Çalışanlarımızın değişen beklenti ve ihtiyaçlarını araştırarak, sorarak, dinleyerek öğrendiğimizde çok daha başarılı uygulamalar yapabilir ve çalışanlarımızın bağlılık ve motivasyonlarını arttırabiliriz. Bağlı ve motive çalışanlar ise müşterilerimizin beklentilerini daha iyi anlamak ve karşılamak konusunda çok daha hevesli, istekli ve de başarılı olacaktır.